Einstein ve Oppenheimer'ın Gerçek İlişkisi Hem Dostane Hem de Karmaşıktı.

Einstein ve Oppenheimer'ın Gerçek İlişkisi Hem Dostane Hem de Karmaşıktı.

Albert Einstein ve J. Robert Oppenheimer, 20. yüzyılın en önemli bilim insanları arasında yer alıyor ve farklı alanlarda yaptıkları çalışmalarla bilim dünyasında derin izler bırakmışlardır. Bu iki büyük fizikçi, bilimsel dünyada önemli roller üstlenmiş olsalar da, ilişkileri hem dostane hem de karmaşıktı. Bu yazıda, iki bilim insanını ve  ibirbirleriyle olan iletişimlerini inceleyeceğiz.

Einstein, nükleer bombanın yapımına yardımcı olmasa da ve Oppenheimer'da (film) sadece birkaç sahnesi olsa da, bu sahneler etkileyici ve iki fizikçinin gerçek yaşamdaki ilişkisini yansıtıyor. 

 

Albert Einstein: Albert Einstein, 1879 yılında Almanya'da doğmuş bir fizikçi ve matematikçidir. Onun en ünlü çalışması olan "Özel Görelilik Teorisi" 1905 yılında yayınlanmış ve zaman, uzay ve kütle arasındaki ilişkilerdeki devrim niteliğindeki bulgularıyla bilim dünyasını sarsmıştır. Daha sonra 1915 yılında yayımladığı "Genel Görelilik Teorisi" ile kütleçekimi ve kozmoloji alanlarında önemli katkılarda bulunmuştur. 1921 yılında Nobel Fizik Ödülü'ne layık görülmüştür.

Einstein, barışçıl amaçlar için çalışan bir bilim insanı olarak tanınmaktadır. Nükleer fiziğin askeri amaçlarla kullanılmasına karşıydı ve nükleer bombanın geliştirilmesini eleştirmiştir. Bu konudaki düşünceleri nedeniyle zaman zaman Oppenheimer ile anlaşmazlıklar yaşamıştır.

J. Robert Oppenheimer: J. Robert Oppenheimer, 1904 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde doğmuş bir fizikçi ve öğretmendi. Nükleer fizik ve kuantum mekaniği alanındaki çalışmalarıyla ün kazandı ve atom bombasının geliştirilmesinde liderlik yaptı. II. Dünya Savaşı sırasında, Amerika'nın atom bombasını geliştirmesi için yürütülen gizli Manhattan Projesi'nde büyük bir rol üstlendi.

Oppenheimer, bilimsel çalışmaları ve liderlik becerileri nedeniyle saygı duyulan bir figürdü. Ancak, Einstein'ın barışçıl düşüncelerine karşın, nükleer bombanın geliştirilmesinde önemli bir rol alarak, bilim ve siyaset arasında karmaşık bir dengeyi sürdürmek zorunda kalmıştır..

Oppenheimer, Einstein'ın çalışmalarını takdir eden ve onun bilimsel başarılarını öven mektuplar yazmıştır. Ayrıca, nükleer bombanın geliştirilmesi konusundaki fikirlerini de Einstein ile paylaşmıştır. Einstein da Oppenheimer'a yazdığı mektuplarda onun liderlik becerilerini ve bilimsel çalışmalarını takdir ettiğini belirtmiştir.

Oppenheimer" filminin ortasında, Cillian Murphy'nin canlandırdığı J. Robert Oppenheimer için yıkıcı bir sahne bulunuyor. Bilim insanının ülkesine hizmetine rağmen, hainane sempati beslediği suçlamasıyla karşı karşıyadır. Belli sonuçlu gayri resmi bir mahkemede itibarsızlaştırılmaktadır. Princeton'daki evinin dışında, meslektaşı Albert Einstein (Tom Conti) ile karşılaşır; ancak Einstein, meslektaşının bu durumu kabullenmesini anlamamaktadır.

Filmin içinde, Amerikan hükümetinin Oppenheimer'a II. Dünya Savaşı'nı sona erdiren nükleer bombanın geliştirilmesi için yaptığı hizmetlerin ardından bu şekilde muamelede bulunması, Einstein'ın söylediği gibi, Oppenheimer'a Amerika'yı sırtını dönmesini önermektedir. (Nihayetinde, Einstein'ın da Almanya'ya olan vatansever bağlılığı zorla sona ermişti ve anlaşılır sebeplerle artık hükümetlere ya da politikacılara güvenmiyordu.) Fakat meselede devleti olmayan Einstein'ın anlamadığı şey, New York doğumlu Oppenheimer için bu seçeneğin mümkün olmamasıdır. "Hayır," diye yanıtlar, "Ben bu ülkeyi seviyorum işte." 

Bu sahne, Oppenheimer'ın içinde bulunduğu zor durumu ve Einstein ile olan farklı bakış açılarını vurguluyor. Einstein, vatanını terk etmek zorunda kalan bir bilim insanı olarak hükümetleri ve politikacıları güvenilmez bulurken, Oppenheimer ise Amerika'ya duyduğu sevgi ve bağlılığını dile getirmektedir. Bu karşıtlık, filmde iki büyük fizikçinin dostane ama karmaşık ilişkisine ve dünya görüşlerine bir pencere açmaktadır.

Gerçekte, "Oppenheimer ve Einstein arkadaş değillerdi," nükleer silahlar tarihçisi Alex Wellerstein Insider'a verdiği röportajda açıkladı. "Birbirlerini tanıyorlardı. Savaştan sonra aynı yerde çalıştılar. Ancak Oppenheimer, Einstein'ı bir bakıma eski nesil olarak görüyordu."

Einstein, zamanında Oppenheimer'ın çalışma alanı olan kuantum fiziğine inanmadığını yazmıştı. Daha genç bilim insanı olan Oppenheimer ise ilerleyen yıllarda Einstein'ı "tamamen çılgın" olarak nitelendirmişti.

Tom Conti as Albert Einstein and Cillian Murphy as J. Robert Oppenheimer in "Oppenheimer." 

Melinda Sue Gordon/Universal

 

Ancak, Einstein'ın hayatının son on yılında, bombalar düşmüş, savaş sona ermiş ve her iki fizikçi de Princeton Üniversitesi'nde çalışmaya başladıktan sonra, ikili "yakın meslektaşlar ve bir nevi arkadaşlar" olarak nitelendirilebilecek bir ilişki kurmuşlardı. Oppenheimer, 1965 yılında yazdığı bir makalede bunu ifade etmiştir. Bu süreçte, ikilinin ortak ilgi alanları ve bilimsel çalışmaları sayesinde bir yakınlık ve dostluk ilişkisi gelişmişti.

 Albert Einstein ve J. Robert Oppenheimer, bilim dünyasında büyük bir etki bırakmış iki önemli bilim insanıdır. İkili, bilimsel çalışmaları ve ortak ilgi alanları nedeniyle dostane bir ilişkiye sahipti. Ancak, nükleer bombanın geliştirilmesi gibi bazı konularda farklı dünya görüşlerine sahip olmaları nedeniyle zaman zaman anlaşmazlıklar yaşamışlardır. Mektuplar aracılığıyla birbirleriyle iletişim kurmuşlar ve bilimsel düşüncelerini paylaşmışlardır.

***

Manhattan Projesi, 20. yüzyılın en dönüştürücü olaylarından biridir. Dünyanın ilk atom bombalarının geliştirilmesiyle nükleer çağın başlangıcını işaret etti. Atom silahlarının inşası 1942 yılında ülke genelinde üç gizli toplulukta başladı.

Proje, II. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası'nın nükleer silahlar üzerinde çalışabileceği ihtimalini göz önünde bulunduran Amerika Birleşik Devletleri hükümeti tarafından başlatıldı. Bu potansiyel tehdide karşı önlem almak için 1942 yılında Manhattan Projesi hayata geçirildi ve temel amacı atom bombaları yapmaktı.

***

Referans:

  1. "Einstein and Oppenheimer: The Meaning of Genius" by Silvan S. Schweber. Harvard University Press, 2008.
  2. "American Prometheus: The Triumph and Tragedy of J. Robert Oppenheimer" by Kai Bird and Martin J. Sherwin. Vintage, 2006.
  3. "Einstein: His Life and Universe" by Walter Isaacson. Simon & Schuster, 2007.